Faik Sipahioğlu

Durmaya Vakit Var mı?

Hayatımızın Sürüklenmesinde ve şekillenmesinde büyük rol oynayan üç temel dinamik?

Hız, ritim ve kategori… bu yazı serisinde, modern çağın bu dikkat çekici üçlüsünü konuşacağız. İlk durağımız, bizi çoğu zaman nefessiz bırakan hız.

Hız

Akıllı telefonlarımız her yıl daha hızlı, internetimiz ışık hızında, kargolarımız aynı gün kapıda. Yeni bir cihaz çıktığında, daha hızlısı varken elimizdeki neden yavaş kalsın ki? Bu hız, sadece cihazlarda değil, zihnimizde de hüküm sürüyor. Neyi neden yaptığımızı sorgulamaya bile vakit bulamıyoruz.

Düşünmeden hareket ettiğimizde, elimiz cüzdanımıza, gözümüz vitrinlere kayıyor. Bizi öyle bir tempoya sokuyor ki, ne aldığımızı, neden aldığımızı sorgulamaya fırsat bulamıyoruz.

Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırma, ortalama bir evde 3.000’den fazla eşya olduğunu ve bunların %20’sinin hiç kullanılmadığını gösteriyor. Dolaplarımız taşarken, buzdolaplarımızda her ay çöpe giden gıdalar birikiyor.

Türkiye’de yıllık gıda israfı 214 milyar lirayı buluyor. Bu çılgınlığın en sinsi silahı hız; çünkü durmadığımız sürece, neyi neden aldığımızı sorgulamıyoruz.

Sosyal medya her an yeni bir içerik, yeni bir trend, yeni bir “mutlaka almalısın” önerisi sunuyor. Durup düşünmeye vakit yok, çünkü bir sonraki reels, bir sonraki gönderi, bir sonraki kampanya bizi bekliyor. Online alışveriş sitelerindeki “Son 2 ürün!” uyarıları, “Hemen kargoda!” vaatleri, hepsi bu hıza hız katmak için.

Hıza Karşı

Bu hız döngüsünden çıkmanın panzehiri ise durmak.
Durmak yasaklanmış gibi gözükse de aslında beş dakika durabilsek, zihnimize hükmederiz. İnsan durduğu zaman düşünür, alternatifleri gözden geçirir. Alışveriş merkezlerinde tam ödeme yaparken durdurulup psikolojik araştırmalar için alışverişleriyle alakalı sorular sorulan kişilerin yaklaşık %80’inin satın almaktan vazgeçtiği gözlemleniyor.

Biraz durup düşünerek alternatifleri gözden geçirip neden yaptığımızı? neden aldığımızı? ne sıklıkla? nerede kullanacağımızı? düşünmeliyiz.

Hızlıca geçen hayatımızın kontrolünü yeniden elimize almak için belki de önce biraz durmalıyız. Bir sonraki yazıda bu üçlemenin ikinci ayağı olan ritim dayatmasını ve ona karşı ne yapmalıyı konuşacağız.