Faik Sipahioğlu

Ya Dönüşürüz Ya Da Dövüşürüz

Ya Dönüşürüz Ya Dövüşürüz

Kriz, bir topluluğun yaşamında bir düşünme anıdır. Bir meydan okumaya cevap, çağrıların kendisi kadar önemlidir. Covid-19 kriz süreci yaşayan hafızadaki en derin krizdir. Bir nötron bombası gibi, 

Fiziksel alt yapıyı değil insanları yok eder. Görünmez, sersemletir ve bulaşma tehdidi insanları birbirinden ayırır. Daha az önemli olmayan, alışılagelmiş normallik modellerini, bir çağın sağduyusunu zayıflatır ve şimdiye kadar insanlar için kutsal olan sınırları ihlal eder.

Peki, bu salgın sürecinde devletler ne gibi önemler aldı. Başarılı olabildiler mi. Nasıl bir dönüşümle karşı karşıyayız ‘yeni normal’ denilen düzen, gerçekten yeni mi? ya da normal mi?

Öncelikle dikkatimi çeken bir araştırmaya değinmek istiyorum. Dünya ülkeleri bu krizle baş edebilmek için farklı stratejiler kurallar uygularken bazı ülkeler başarısıyla kendisinden bir hayli söz ettirdi. Almanya, Yeni Zelanda, Tayvan, Finlandiya, Norveç, İzlanda…. Dünyada hemen her ülke korona virüsü krizinin etkilerini hissetti fakat bu ülkelerdeki insanlar kendilerini diğer ülkedekilere göre daha güvende hissetti. Ortak noktaları neydi biliyor musunuz? 

 Kadınlar tarafından yönetiliyor olmaları! 

Onları bu süreçte başarılı yapan doğaları gereği kendilerinde barındırdıkları empati yeteneği, şeffaf olmak, şefkatli olmak, korkmak ve önlem almak. Fakat bu süreci yönetmek yetmez sonrasında izlenecek uygulamalar öncesi kadar ehemmiyetli olacaktır.

Pandemi sürecinde devletler zorunlu dönüşümlerle mücadele ederken Almanya gibi özellikle üretim süreçlerinin otomasyonunu ifade eden Endüstri 4,0’ın ilk ortaya çıktığı ülke. Buna yetişen ülkeler hızla dijitalleşmeye ayak uydurdu. Endüstri 4,0’ı ıskalayan Türkiye’deki işletmelerin, yeni tip krizin zorladığı dijital dönüşüme tam anlamıyla ayak uydurabildiği söylenemez. Bu durumda sanayi sektörünün bu dönüşüme alışması zaman alacaktır. Ancak Türkiye için hizmet sektörünün ortalamanın üstünde olduğunu söyleyebiliriz. Biraz bakalım…

Dijital ekonominin en büyük ham maddesinin veri olduğundan hareketle, e-Devlet, e-fatura, e-imza, e-bilet, e-nabız gibi veri tabanlı dijital uygulamalar yaygın şekilde kullanılıyor.

Alışverişlerin online sistemde yaygınlaşması küçük esnaf olarak nitelendirilen bakkal gibi işletmelerin zamanla rekabete ayak uyduramayacağı ön görülüyor. Bu durumu ön gören zincirlerden Migros, sanal marketi için tam 1000 kişiyi işe alacağını duyurdu.

Alışverişin dışında ulaşım gıda ve tuvaletler gibi ortak kullanım alanları da değişimden nasibini almış durumda. Şu anda ve ilerleyen süreçte toplu taşımada araçların artırılıp kişi sayılarının azaltılması elzem hale gelmiştir. Her devletin bu ve benzeri değişimlere ayak uydurması gerekecektir. Bunlara örnek olarak yakın zamanda edinilen bir bilgiye göre Türkiye’deki kalabalık nüfuslu illerin ulaşımını sağlayan minibüslerin 8-10 kişilik taksilere çevrilmesi üzerine çalışmalar yapılıyor.

Restoranlarda temasın azaltılmasına yönelik teknolojik yenilikler QR kodlarıyla ulaşılan menüler gelirken benzin istasyonlarının lavabolarını kullanmak istediğinizde sıfır temas ile buralardan ayrılabilecek şekilde dönüşüme gidildiğini görüyoruz.

 Birkaç değişime daha göz atalım, Toplumsal düzeyde bazı uyarlamalar daha kalıcı değişimlere işaret edebileceğini gördük. Birincisi, 5G geniş bant döneminde evden çalışma daha yaygın hale gelecektir.  İkincisi, sağlık hizmetleri daha fazla dijital hale gelebilir ve çevrimiçi hasta danışmanlığı ve bakımına daha fazla güvenebileceğiz. Üçüncüsü, üniversitelerin ve kolejlerin kapatılmasıyla öğretim online olmaya zorlanmıştır. Belki de olması gerekenin gerçekleşmesine vesile olmuştur diyebiliriz.

Bizleri sakin, konforlu ve sağlıklı bir hayat bekliyor diyebiliriz. Teknoloji üzerine temellenecek olan bir yaşam biçimine kapı açmaktan, yurtdışı seyahatlerine kadar hayatımızın her alanını dijitalle şekillendireceğiz ve bu değişimi benimseyip başarılı şekilde uygulayan devletler ‘yeni normalle’ bulundukları toprakları idare ederken bazı ülkeler, devletler yönetimlerini komşu ülkelere bağlı olarak ve dışarıdan yönetilmeye mahkûm olacağını düşünüyorum. Hadi duyanlar duymayanlara fısıldasın

Ya Dönüşürüz ya da Dövüşürüz.